Mike Tyson ve Jake Paul, birbirleri ile dövüşecekleri haberi ile spor dünyasının gündemine bomba gibi düştüler. Bu ikili derinlemesine incelendiğinde her ikisinin de geçmişlerinde karanlık noktaların olduğunu görmek mümkün.
Mike Tyson, boks tarihinde şüphesiz efsanevi bir figürdür. Geçmişinde birçok hata ve sorunla karşılaşmasına rağmen oldukça derin ve felsefik bir insan olduğu aşikardır. Genç yaşta suçla tanışması, hapis cezaları ve dövüşlerindeki agresif tavrıyla tanınması Tyson’ın kariyerini gölgeleyen unsurlar olsa da bu unsurlar bir o kadar da zirveye tırmanmasındaki yapı taşlarıdır. Ancak son yıllarda yaşadığı dönüşüm ve bağımlılıkla mücadele çabaları onu sadece bir dövüşçü değil aynı zamanda bir hayatta kalma öyküsü haline getirmiştir. Bu dönüşüm Tyson’ın geçmiş hatalarını telafi etme dürtüsü olarak görülebilir.
Jake Paul ise YouTube’daki popülerliği ve kazandığı meblağlar sebebiyle spor dünyasına giriş yaptığında hızla gündem haline gelmiştir. Ancak bu geçişteki yöntemleri ve etik olmayan davranışları tartışma yaratmıştır. Kendisi yine etkileşim alabilmek adına böyle bir maç girişiminde bulunmuştur. Sosyal medyada provokatif ve hatta skandal nitelikteki yayınları onu sporun geleneksel değerlerine uymayan bir figür haline getirmiştir. Ancak bu tartışmalı imaj, Paul’un medyada daha fazla ilgi çekmesini ve sonuç olarak daha fazla gelir elde etmesini sağlamıştır. Bu nedenle Paul’un dövüş kararının arkasında sadece sporcu olma isteği değil, aynı zamanda kişisel kazanç hırsı da yatmaktadır.
Son günlerde sıkça karşımıza çıkan ve epey yankılara neden olan olay ise bu ikilinin aldığı maç kararı sebebiyle ortaya çıktı.
Çocukluğumuzun kahramanlarından biri olan Mike Tyson’ı hep hatırladığımız gibi değerlendirebilmek isterdik fakat kendisi şu an ne yazık ki bizim gibi düşünen hayranlarına üzücü anlar yaşatmakta. Her ne olursa olsun Mike Tyson seviyesindeki bir insanın böyle dövüşleri ciddi anlamda gösteri olmaksızın yapıyor olması kabul edilemez bir durum. En azından bunu spor adı altında yapıyor olması ne yazık ki bu sporun itibarının zarar görmesine sebebiyet veriyor. Kendisinin hiçbir şey kanıtlamasına gerek yok fakat Tyson’ın savaşı kendi ile.
Gelelim Jake Paul’a. Spor ve sporcu adı altında kendisi hakkında anlatılabilecek çok bir şey yok fakat şu da bir gerçek ki kendisi bir YouTuber ve aldığı kararları görünce de öyle olmaya devam ettiği kanısına varılıyor. İsteğiniz kadar internet fenomeni olabilirsiniz hatta Mike Tyson büyüklüğünde bir adam size meydan okumuş ve bu da sizin için eşsiz bir etkileşim sağlayacak olabilir. Fakat bu ne olursa olsun reddedilmesi gereken bir tekliftir. Hızlı tüketim serüveni bitince bunlar sadece kötü bir anı olarak hatırlanacaktır. Oysa bizler bu tarz anlamsız şovlar yerine Muhammed Ali’nin çocuklarla yaptığı gösterileri izler ve onların mutluluğuyla mutlu olurduk.
Sonuç olarak Mike Tyson ve Jake Paul gibi figürlerin spor dünyasında yükselişi sadece yetenekleriyle değil, aynı zamanda geçmişlerindeki hatalar ve tartışmalarla da ilişkilidir. Ancak bu eleştirilerin yanı sıra Tyson’ın dönüşüm çabaları ve Paul’un genç yaşta elde ettiği başarılar da göz ardı edilmemelidir. Her ikisinin de geçmişlerinden ders çıkarması ve spor dünyasına olumlu katkılar yapması dileğiyle.